15 Temmuz 2015 Çarşamba

Bir iftira Kaç Damla Çamaşır Suyu Eder

 Son zamanlarda blogumu çok boşladığımın farkındayım.  Ama içimden gelmeyen ve samimi olmayan birşey yazmaktansa hiç yazmamak daha iyi.

 Bugün oturduğum apartmanda bir komşumla ciddi olarak tartışmak zorunda kaldım.



 Aslında mevzu sadece bugünlük değil özellikle son bir yıldır olur olmaz kapıma gelip gerçekten uyduğum ve uyduğumu söylediğim apartman kurallarına uymadığım konusunda sözlü tacizlerle başladı.

 Artık bugün on ikinci kere kapıma gelip son zamanlarda anlaşılan akan balkon problemi yüzünden kasıtlı bir şey yapmadığımı,  kusura bakmaması gerektiğini ve en kısa zamanda tadilat yapılacağını söylediğim halde, yalancılıkla suçlanıp,  helal ve komşuluk hakkı konusunda Allah'ı kullanarak tehdid edilip hakaret işittim. Ve artık daha fazla dayanamadım. ciddi olarak tartıştım.



 Her zaman karşılıklı diyalogun her türlü insan ilişkilerindeki problemleri çözebileceğine olan inancım tamamıyla sarsıldı.

 İnsanların sadece problem yaratmak isteyebileceklerini öğrendim.

 Medeni davranmanın her zaman herşeyi çözemediğini, insanların senle ilgili yargılarını,  kılık ve kıyafetin veya kafasında yarattığına inandığı şekilde yargılamanın daha kolay olduğuna şahit oldum.

 Bir insanın gözünün içine bakıp iftira atmanın rahatlığını gördüm.

 Olur olmaz yerlerde Allah'ın adını kullanarak, Allah yerine karar verme anlayışında olan cesaretini gördüm.

 Bana kendisi ile ilgili hassas ve titiz olduğu söylendi.

 Akan bir balkonun pisliği bir bez, biraz su,  bir kaç damla çamaşır suyu ile temizlenir.

 Peki atılan iftiralar,  hakaretler ve tacizlerin pisliği için ne kadar su ve çamaşır suyu gerekli.